ŞİİRLERİNİZİ YAZABİLİRSİNİZ!!!
+4
€D@
[[eßru]]
Yavuz
oGuZTuRK
8 posters
HaSTMLLiLeR FoRuM :: EĞLENCE :: ŞİİRLER
1 sayfadaki 4 sayfası
1 sayfadaki 4 sayfası • 1, 2, 3, 4
Şimdi Gidiyorsun
Şimdi gidiyorsun Git Oysa senden tek bir damla istemiştim Sana kocaman bir deniz sunmak için Şimdi gidiyorsun Git Ne zaman başladı bu hikaye Anımsamak zor Gençtim Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım Komazdı öyle üç-beş nöbetleri Geceler içimi acıtmazdı böyle Bir insan bu kadar eksilebilir mi Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı Bu şehrin biryerlerinde Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin O adam bendim unuttun mu Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu Seni unutamadı İşin kolayına kaçmadım Uğruna ölmedim yani Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep Sen bunu da bilmedin Ben bir bakışına bin anlam yükledim Sen aşka kestirmeden gittin Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma Şimdi gidiyorsun Git Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden Bütün ışıklarımı söndürüyorsun Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun Yazıklar olsun yazıklar olsun Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor Hani sen sevdiğini Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin Uzun lafın kısası yoktur Anlatacağım çok şey var Hoyrat bir rüzgar gibi geldin Aklımı hayatımı dağıttın Şimdi gidiyorsun Git Daha ayrılığa bile çarpmadan Aşk bize döndü Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil Ama sana dokunmak da yasak bana Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır Sen var ya sen Allah kahretsin Yani şimdi Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı Yani şimdi başkaları mı sevecek seni Ben saçlarını okşadığım zaman Ellerin öksüz kalırdı Şimdi gidiyorsun git
Herkez Konuştuklarını Yazar BEn Sustuklarımı
HERKEZ KONUŞTUĞUNU YAZAR BEN SUSTUKLARIMI... Bir hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan. Ceplerimde kırık gece masalları duruyor, Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar. Ne yana baksam sen oluyorum, Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar. Kuşlar yuvalarından terk ediyor beni, Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde... Ellerime kar diye yokluğun yağıyor, Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor. Yüzümde sensizliğin izleri, Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı... İçimden sökülen her kelime, tekrar dönüp içime batıyor. Ve her seferinde sana isabet ediyor. Bir zindan karanlığı şimdi gecelerim, Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi... Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin, Yavaş yavaş gidiyor benden hayat; Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen ! Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata, Kanıyorum sana, sende aşkı buluyorum Hem de ayrılığa çarpa çarpa... Suskunlukta sesler daha çok acıtıyormuş, Bu yüzden senden harf harf kaçışım. Yalnızlığıma esir düşüyorsun, Bense kayboluyorum cümlelerinde. Ve susuyorum sana, avaz avaz susuyorum. Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri Ben dipsiz bir kuyu oluyorum. Biriktiriyorum her harfimde seni... Şimdi yokluğa düşüyor zaman, Ben bir adımda düşüyorum senden. Kuytularıma sokulma, bırak bana uçurumlarımı, Kalemimden azat et beni, Herkes konuştuğunu yazar, bense sustuklarımı...!!!
Beni Susarken Bölme
Beni Susarken Bölme
Yüzünün hangi oylumuna takılsam Uçsuz uçurumlara düşüyorum Ağlayınca şişen göz kapaklarında Hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam? Sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur Gözyaşına mı karıştı yoksa? Fazla değil mi bu sessizlik ikimize; Beni susarken bölme! Satır aralarındaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum Ben sana, seni gösteren bir aynaydım Dökülseydi sırlarım sen de göremeyecektin Ben ki kendimi yine sırlardım Sen kendine yeni aynalar bakmasaydın Buldun mu yüzüne en uygun olanını? Ve ağrılarını saklayabildin mi, sırsız aynaların sırrına? Kulaklarıma sağır sesler peydahladım Beni susarken bölme! Az daha doğduğumuz öykü de ayaküstü ölüverecektik; Anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha… Dipsizliğinde dibi tutarmış sandık, sanma oyunlarımızda Meğer suskunluğumun dibi karaymış Ben kuyu sanmışım Ben susarken bölme! Merhemine biraz Ağrı sür biraz Toros Yol ortasında adresim yutuluyor bırakma ellerimi Duru durdurmaya duramıyor, durak sandığımda köprüleri Oysa her şeyi birleştiren köprüler yine ayırdı bizi Saçlarını sakladığın rüzgarı biraz savursan Açılmayacaktı bu kıyı şeridinden Zulamdaki sardunya suskuları Beni susarken bölme! Ellerin büyükken ellerimden Hangi coğrafyama sakladın, mendilleşen parmaklarındaki yaşları? Bana do minör bağırma Uslu bir su kuşuyken bünyemde Verdiğin geçici rahatsızlık için, ömür dilerim senden sadece! Ben sana ne yaptımların kaldı bak Bu ucube caddelerde Susmanın onaylamak olduğunu hatırlattığın bir gecede Beni susarken bölme!!!
Yüzünün hangi oylumuna takılsam Uçsuz uçurumlara düşüyorum Ağlayınca şişen göz kapaklarında Hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam? Sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur Gözyaşına mı karıştı yoksa? Fazla değil mi bu sessizlik ikimize; Beni susarken bölme! Satır aralarındaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum Ben sana, seni gösteren bir aynaydım Dökülseydi sırlarım sen de göremeyecektin Ben ki kendimi yine sırlardım Sen kendine yeni aynalar bakmasaydın Buldun mu yüzüne en uygun olanını? Ve ağrılarını saklayabildin mi, sırsız aynaların sırrına? Kulaklarıma sağır sesler peydahladım Beni susarken bölme! Az daha doğduğumuz öykü de ayaküstü ölüverecektik; Anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha… Dipsizliğinde dibi tutarmış sandık, sanma oyunlarımızda Meğer suskunluğumun dibi karaymış Ben kuyu sanmışım Ben susarken bölme! Merhemine biraz Ağrı sür biraz Toros Yol ortasında adresim yutuluyor bırakma ellerimi Duru durdurmaya duramıyor, durak sandığımda köprüleri Oysa her şeyi birleştiren köprüler yine ayırdı bizi Saçlarını sakladığın rüzgarı biraz savursan Açılmayacaktı bu kıyı şeridinden Zulamdaki sardunya suskuları Beni susarken bölme! Ellerin büyükken ellerimden Hangi coğrafyama sakladın, mendilleşen parmaklarındaki yaşları? Bana do minör bağırma Uslu bir su kuşuyken bünyemde Verdiğin geçici rahatsızlık için, ömür dilerim senden sadece! Ben sana ne yaptımların kaldı bak Bu ucube caddelerde Susmanın onaylamak olduğunu hatırlattığın bir gecede Beni susarken bölme!!!
xD
yawuz ßunu sen yasdıysan qüseL oLmu$ qüseL yasmı$sın dha warmı ßöLe yasıLarın senn
[[eßru]]- moderatör
- Mesaj Sayısı : 146
Nerden : İstanßuL
Kayıt tarihi : 20/10/08
xD
qüseL ama yasdıkLArın ho$uma qitti.. normalde ßöLe $eLeri okumayı sefmem dorusu ßunLarı ßeyendim :D
[[eßru]]- moderatör
- Mesaj Sayısı : 146
Nerden : İstanßuL
Kayıt tarihi : 20/10/08
xD
ii ii sen yas ßen okim :D
[[eßru]]- moderatör
- Mesaj Sayısı : 146
Nerden : İstanßuL
Kayıt tarihi : 20/10/08
xD
oLar.. janım sıkıLıo satn
[[eßru]]- moderatör
- Mesaj Sayısı : 146
Nerden : İstanßuL
Kayıt tarihi : 20/10/08
Düşlerde Sevdim Seni
DÜŞLERDE SEVDİM SENİ, SÖYLEYEMEDİM.. SESSİZ ÖPTÜM NEFESİNİ, SÖYLEYEMEDİM.. SANA BEN ŞİİRLER, SÖZLER BÜYÜTTÜM, SANA BEN GÖZÜMDE YAŞLAR BÜYÜTTÜM, SANA BEN UMMAN-I GİZLER BÜYÜTTÜM, SÖYLEYEMEDİM!.. Söyleyemediklerimden, sustuklarımdan anlasana yar! Sevdanın hası suskun olandır! Şimdi yaşadığın şehirde, Dilimde suslarla kapındayım. Açsana yar..! Unutulmuş yaralarıma tuzdur adın.. Tutsana yar, geldim işte kapına!. Nefesin tükendiğinde, gözlerime çark ettin karabasanları.. Bir elimi sana verdim, ötekini aramadım bile.! Ne seni içimden terk edebildim Ne de sana terk ettirebildim içimi.. Yalnızdım hep, çünkü sen vardın! Uçmak düşmeyi göze almaktı, uçamadım.. Kapında kaldım bir dilenci utancıyla!. Öylece baktım uzaklardan... Çünkü ben seni uzaklarda sevdim. Ben seni tuzaklarda sevdim, Ben seni yasaklarda.. BEN SENİ UZAKLARDA.. BEN SENİ TUZAKLARDA.. BEN SENİ YASAKLARDA SEVDİM!..
Gelirsem Biter AŞk
Gelirsem biter Aşk ! Düş'tüm, dedim elinin tersinde. Hayır dedi, kesince. Düş olsan, fark etmezdim seni ! Sevgim sana güç veriyor mu, diye sordum. Başını çevirdi, yüzünde kalmamış takatle. Hayır dedi, inatla ! Öyle olsa, yıkılmazdım her 'Seni Seviyorum' deyişinde ! Özledin mi beni, dedim. Sustu ! Nefesini en derinden aldı ve, Özlenmez mi, dedi ! Git dedim ! Git ! Sen kalınca genişliyor bu dünya ve kayboluyorum uçsuz bucaksızlığında ! Hayır, dedi, sertçe! Gidersem, kahraman olurum! Kalırsam, senin! Küserim, dedim, kırılgan çocukluğum sitemimde. Hayır, dedi gülerek.. Küsmek, susmayı göze almaktır. Ama sen korkarsın kendi sessizliğinden ve susamazsın! Gel, dedim, o zaman! sesim fısıltı gürültüsünde. Gel.. Durdu! Hayır, dedi, GELİRSEM BİTER AŞK !!!
Bir Adım Sus
Vazgeçmek için öyle uzun bir gece ki...
Tutunmuşken sesine; düşmek kadar yaralı, düş kadar yalan!
Başa dönmenin tutar yanı yok, devam etmenin geleceği...
Vazgeçmenin eteği örttü gecemizi.
Açarsak gözlerimizi, biri ölecek!
Kapattıkça ağlıyorum!
"Ya ben" diyemeyeceğim kadar suçluyum bu gece...
Bitmez vicdan hesabımda ağlıyorsam, hayvanlığımdan!
Vazgeçmenin mümkünlüğü, bir kadının korkusunda.
Kendi korkusuzluğumda erdemsiz bir duruş, şeytansı bir inat!
İnsan olmanın sihrini, bir aşkla bozmuşum; haberim yok!
Çocuk gülüşüm sinsiliğimin maskesi,
anlamlı kelimelerim hilelerimin kılıfıymış; haberim yok!
Vazgeçmeden de yaşanabilseydi bu sevda!
Hak yemeden haklıca, kural yıkmadan legalce
Ve boynumuza vebal almadan helalce...
Vazgeçmenin öncesinde, vazgeçilmenin içindeyim!
Sen bir adım sus, ben koşar adım susarım.
Konuşmadan yaşarım, ölüm sessizliğimi!
Tutunmuşken sesine; düşmek kadar yaralı, düş kadar yalan!
Başa dönmenin tutar yanı yok, devam etmenin geleceği...
Vazgeçmenin eteği örttü gecemizi.
Açarsak gözlerimizi, biri ölecek!
Kapattıkça ağlıyorum!
"Ya ben" diyemeyeceğim kadar suçluyum bu gece...
Bitmez vicdan hesabımda ağlıyorsam, hayvanlığımdan!
Vazgeçmenin mümkünlüğü, bir kadının korkusunda.
Kendi korkusuzluğumda erdemsiz bir duruş, şeytansı bir inat!
İnsan olmanın sihrini, bir aşkla bozmuşum; haberim yok!
Çocuk gülüşüm sinsiliğimin maskesi,
anlamlı kelimelerim hilelerimin kılıfıymış; haberim yok!
Vazgeçmeden de yaşanabilseydi bu sevda!
Hak yemeden haklıca, kural yıkmadan legalce
Ve boynumuza vebal almadan helalce...
Vazgeçmenin öncesinde, vazgeçilmenin içindeyim!
Sen bir adım sus, ben koşar adım susarım.
Konuşmadan yaşarım, ölüm sessizliğimi!
Sözümm
Büyük kederleri unutturacak büyük mutluluklar bulmak derin ve keskin acılar yaşamakta olan insanlar için imkansızdır...
En son Yavuz tarafından Cuma Ekim 24, 2008 10:47 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kendini Biriktirme Koleksiyoncusu
Aşkı ayrılıklar yaşatır
Hadi küs kendini ona
Sonra kendi içine kus
Bir şiir kana
Dilinden susul
İntihar kurgulu gözlerinde
Kör bir uçurum var dalgın
Gölgen kendine dargın
Ona çığlığın çok ama
İçin kendinden yorgun
Bir yağsan ıslanacaksın
Kanamalı bir düşe
Eski bir cinneti asacaksın
Gece kara çalınca yüzüne
Heybenden intihar çıkaracaksın
Aşkı ayrılıklar yaşatır
Kendini biriktirme
Ayrılacaksın
Hadi küs kendini ona
Sonra kendi içine kus
Bir şiir kana
Dilinden susul
İntihar kurgulu gözlerinde
Kör bir uçurum var dalgın
Gölgen kendine dargın
Ona çığlığın çok ama
İçin kendinden yorgun
Bir yağsan ıslanacaksın
Kanamalı bir düşe
Eski bir cinneti asacaksın
Gece kara çalınca yüzüne
Heybenden intihar çıkaracaksın
Aşkı ayrılıklar yaşatır
Kendini biriktirme
Ayrılacaksın
İçimizin Şiiri
Hiçbir uyku tutmuyor gecemi...
Gündüzün tamamında ise esrik bir uyuşukluk...
Beni güneş tutuyor, yıldızda kervan kırıcılığı
Neye aldanmayacağımı şaşırdım
Ömür bu kadar uzun mu?
Elden düştükçe, gözde değersiz,
Yarına sahip çıktıkça, şimdide kayıtsız...
İçtikçe yeminleri, sıfatımda yalancılık...
Ne zaman haykırsam, hep suskun!
Ne zaman sussam, geciken bir sevdalı...
Var gitme benden,
Bir şiir daha yazalım yaraya.
Şairi zedelese de dizeler,
Kabuk olur acının üstüne.
Geçmese bile "denedik" deriz ve şiirimiz olur içimizde!
Belki de yön değiştirir yığınlarca umudun bir tanesi.
Bana kanar, beni kanayan yanlarının düşkünezen kelimeleri...
Yüksek bir ihtimalin tavan arası olamazlığındayım.
Çok sözlü monologlarımın sana soyunamayan kalkışındayım.
Sana ölümsüzleşmenin noktadan sınıra, en tazesindeyim...
Kullanılmamış bir terin içindeki tuzunda, ağzında gevelenen
gerçeğin uyduruk talanındayım.
Benden sonraya bırakılacak her iyinin karşısında, her kötünün kötüğündeyim.
Sen gidersin, senden önceki hayat ölür; senden sonraki hayatta ölümcül hatırlanma...
Sen kalırsın, kaldığınla kalamadan...
Önce "sanmalar" yanılgılar arasındaki yerini aldı.
Yargılar, önyargılardan temyiz edildi.
Suçlar da, suçlular kadar aklandı.
Şimdi'ye taşınan; zahmeti külfetli, külfeti bedelsiz biz "zaman"dı.
Nelerden arta kalan, nelerin ardına kalan, nelere dayanıp da
neler de yitirilen zaman.
Tebessüm kadar içli, bakış kadar sarsıcı, söz kadar manzum...
Olan biten, bir zamandı. Tasvirlerle izahı, tek susuşla yetersiz!
Oysa zamanın öncesi, nice zamanları yağmaladı!
Sığ idi; boğulmaya yetti. Derindi; bulunmayana yitti...Zamandı
Var gitme.
Öfkenin doruğunda bir yalnızlık demleriz.
Sonra, şiir kazırız içimizden kalabalıklara...
Biz izimizi şiirle sürdük, mesafelerimiz kentlerceyken.
İznimiz de şiirden çıkar.
Ya kalırsın, yatağında su tutar bedenimi,
Ya da gidersin, adın bir kez daha kahraman olur.
Senin kadar ben de kaldım sevgili.
Gündüzün tamamında ise esrik bir uyuşukluk...
Beni güneş tutuyor, yıldızda kervan kırıcılığı
Neye aldanmayacağımı şaşırdım
Ömür bu kadar uzun mu?
Elden düştükçe, gözde değersiz,
Yarına sahip çıktıkça, şimdide kayıtsız...
İçtikçe yeminleri, sıfatımda yalancılık...
Ne zaman haykırsam, hep suskun!
Ne zaman sussam, geciken bir sevdalı...
Var gitme benden,
Bir şiir daha yazalım yaraya.
Şairi zedelese de dizeler,
Kabuk olur acının üstüne.
Geçmese bile "denedik" deriz ve şiirimiz olur içimizde!
Belki de yön değiştirir yığınlarca umudun bir tanesi.
Bana kanar, beni kanayan yanlarının düşkünezen kelimeleri...
Yüksek bir ihtimalin tavan arası olamazlığındayım.
Çok sözlü monologlarımın sana soyunamayan kalkışındayım.
Sana ölümsüzleşmenin noktadan sınıra, en tazesindeyim...
Kullanılmamış bir terin içindeki tuzunda, ağzında gevelenen
gerçeğin uyduruk talanındayım.
Benden sonraya bırakılacak her iyinin karşısında, her kötünün kötüğündeyim.
Sen gidersin, senden önceki hayat ölür; senden sonraki hayatta ölümcül hatırlanma...
Sen kalırsın, kaldığınla kalamadan...
Önce "sanmalar" yanılgılar arasındaki yerini aldı.
Yargılar, önyargılardan temyiz edildi.
Suçlar da, suçlular kadar aklandı.
Şimdi'ye taşınan; zahmeti külfetli, külfeti bedelsiz biz "zaman"dı.
Nelerden arta kalan, nelerin ardına kalan, nelere dayanıp da
neler de yitirilen zaman.
Tebessüm kadar içli, bakış kadar sarsıcı, söz kadar manzum...
Olan biten, bir zamandı. Tasvirlerle izahı, tek susuşla yetersiz!
Oysa zamanın öncesi, nice zamanları yağmaladı!
Sığ idi; boğulmaya yetti. Derindi; bulunmayana yitti...Zamandı
Var gitme.
Öfkenin doruğunda bir yalnızlık demleriz.
Sonra, şiir kazırız içimizden kalabalıklara...
Biz izimizi şiirle sürdük, mesafelerimiz kentlerceyken.
İznimiz de şiirden çıkar.
Ya kalırsın, yatağında su tutar bedenimi,
Ya da gidersin, adın bir kez daha kahraman olur.
Senin kadar ben de kaldım sevgili.
Hemen Gitme
Unutmuşum aşkta söylenenleri
Nasılsın'ı bile bir başkaydıHemen gitme
Böyle tenhalaşmışım ya
Durup halini hatrını soruyorum gölgemin
Sanki yüzgöz olmuşum hüzünlerle
Kalbim diyorum ellerim çıkıp geliyor
Kovamıyorumda
Hemen gitme
Sana bir yaprak kadar solgunum desem, rüzgar çeler aklımı
Dallanıp budaklanır içimdeki boşluk
Bahara karın tokluğuna gelen ağaçlar gibi olurum
Hemen gitme bu kente bir sokak daha gelse
Söyle kim arar seni
Kırılır gülümsemelerin bir bir içime düşer ve
Bir gülü uyandırıp uygarlığından kırmızılığı ne kadar
Kim götürür seni
Ahh neydi ki suçum Gençliğimi ve terketmelerini kayırmaktan başka
Alıp başını gidiyorsun benden
Hemen gitme
Sana diyorum bi ağlasam, üşüsem derin bir kuyu gibi
Omuzlarından başlayıp yıkılsam önüne
Utanır sevinçlerim insan içine çıkamayan toprak gibi olur
Hemen gitme
Anla beni ben bu yalnızlıkla geçinemem
Geçinemem terkedilmiş bir yürekle
Ama yinede sen sen herşeysin işte
Hayata açılan pencerem
Sevinçlerimi büyüten odalarım
Hemen gitme
Terkedilmiş evler gibi olurum
Hemen gitme.....
Nasılsın'ı bile bir başkaydıHemen gitme
Böyle tenhalaşmışım ya
Durup halini hatrını soruyorum gölgemin
Sanki yüzgöz olmuşum hüzünlerle
Kalbim diyorum ellerim çıkıp geliyor
Kovamıyorumda
Hemen gitme
Sana bir yaprak kadar solgunum desem, rüzgar çeler aklımı
Dallanıp budaklanır içimdeki boşluk
Bahara karın tokluğuna gelen ağaçlar gibi olurum
Hemen gitme bu kente bir sokak daha gelse
Söyle kim arar seni
Kırılır gülümsemelerin bir bir içime düşer ve
Bir gülü uyandırıp uygarlığından kırmızılığı ne kadar
Kim götürür seni
Ahh neydi ki suçum Gençliğimi ve terketmelerini kayırmaktan başka
Alıp başını gidiyorsun benden
Hemen gitme
Sana diyorum bi ağlasam, üşüsem derin bir kuyu gibi
Omuzlarından başlayıp yıkılsam önüne
Utanır sevinçlerim insan içine çıkamayan toprak gibi olur
Hemen gitme
Anla beni ben bu yalnızlıkla geçinemem
Geçinemem terkedilmiş bir yürekle
Ama yinede sen sen herşeysin işte
Hayata açılan pencerem
Sevinçlerimi büyüten odalarım
Hemen gitme
Terkedilmiş evler gibi olurum
Hemen gitme.....
Bu Sonu BEn YAzdım
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu
seni bulup bulup yitirdim düşlerimde
sonra yeniden buldum yeniden yitirdim
bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım
sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım
bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım
her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi...
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini
takvimden günleri birer ikişer çalmama
aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin
görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle
hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik
kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye
o gün gelmezdi bir türlü
vade dolmazdı
birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi
yeni hayaller armağan ederdi bize
çocuk olur kanardık
sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk
seviyorduk
bir yaz gecesi dolunaydı
bana bakmıştın.
bende korkularımı yenmiştim
bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı
yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik
adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk
içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik
birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık
en güzel günlerimizdi o günler
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
sonra her şey değişiverdi
umutlarımızı yitirdik
kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize
dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın
kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk
ayrı dünyaları özledik
kendi peşimizden koştuk başkaları diye
şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor
beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
bir cennetten bir cennete geçmeliydim
itirazım olmazdı
sürgünleri bana vermemeliydin.
Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
ayrılık çığlıkları kanımı dondururken
gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip
kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim
benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin
ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu
seni bulup bulup yitirdim düşlerimde
sonra yeniden buldum yeniden yitirdim
bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım
sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım
bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım
her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi...
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini
takvimden günleri birer ikişer çalmama
aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin
görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle
hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik
kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye
o gün gelmezdi bir türlü
vade dolmazdı
birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi
yeni hayaller armağan ederdi bize
çocuk olur kanardık
sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk
seviyorduk
bir yaz gecesi dolunaydı
bana bakmıştın.
bende korkularımı yenmiştim
bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı
yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik
adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk
içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik
birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık
en güzel günlerimizdi o günler
bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
sonra her şey değişiverdi
umutlarımızı yitirdik
kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize
dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın
kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk
ayrı dünyaları özledik
kendi peşimizden koştuk başkaları diye
şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor
beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
bir cennetten bir cennete geçmeliydim
itirazım olmazdı
sürgünleri bana vermemeliydin.
Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
ayrılık çığlıkları kanımı dondururken
gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip
kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim
benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin
ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım
bu sonu önce ben yazdım
xD
yha ne ßunLAr yha ßu kdr yasıLarı sen kendin mi yasdın hazırmı duruodu pc de hemen hepsini yasdın :D:D
[[eßru]]- moderatör
- Mesaj Sayısı : 146
Nerden : İstanßuL
Kayıt tarihi : 20/10/08
Kent Şiirleri ( İsimsiz )
Kentler korkaklık için vardır sevgilim
Paslı bir maymuncukla açmaya geldim
Kilitledikçe çoğalan kapılarını
Utanç içeri kaçacak şimdi ceplerimden
Gizsel zamanların odandadır hep bilirim
Ve her akşam
Şehirlerarası bir yolculuk başlar evine
Sayamayacağım kadar çok
Otobüs durağı vardır yolunda
Ansızın bastırır karanlık korkaklık için
Çünkü korkaklık bir şehirdir ölmeden
Ağlanmayan
Herkes geç kaldığı kadar varır hayata
Ve kavgadan tehirli bir hayat
Iskalanmış bir sevdadan çarpık bir
Hüzünle aşka bulanmaktır oralarda
Her şey yeniden konumlanır
En kanadığın yerden başlarsın
Kendini onarmaya
Ki unutmaktır kendini onarmak
Yeni yaralar açarak içine
Bütün bulvarları bu şehrin
Korkaklığa durur öylece
İrem işi bir bozgun getirebildim ancak sana
Şimdi bir ağlasam
Kahkahası olurum bütün şehrin
Bana sakın bağırma
Do minör bir çığlık yutkunurum
Sahipli bir bakış ekleyerek kimliğime çıkarım
Bu kentten
Bir çarşı kalabalığına dağılır yüzüm
Ben İstanbul ağlarım
Asırlardır içimdeki karanlığa düşüyorum
Perçemine tutunabilir miyim bu sefer?
Hüzünlü çocukluğuna uzattığın
Saçlarını kesmişler bu şehirde
Şimdilerde kısaymış saçların, acıların
Ama düşlerini çalıyorlar çekmecenden
Sen uyanmıyorsun
Gerçeğe uyutup, yalana uyandırıyorlar bizi
İnançların coplandığı bir ülkede yaşıyoruz
Kaypak ve mürteci şehirlerden geçiyoruz
Korkaklık bir anıt buralarda
Her veda bir infilak
Yüzünün tek yarısını alıyor
Kalanını marmarada yüzdürüyorum
Oysa senle hiç vapura binmedik
O son sözü itirafım olan şiirim
Severek kaçışımdır senden
Şaşırma ve acı çekme ne olur
En sustuğun yerde sen oldum, sen kaldım ben
Sana dokunmak
Sana dokunmak yasak benim dinimde
Korkaklık hep büyütecektir bu şehri
Korkma ve sen sana gözlerimden bak
Gör nasıl seveceksin kendini?
Paslı bir maymuncukla açmaya geldim
Kilitledikçe çoğalan kapılarını
Utanç içeri kaçacak şimdi ceplerimden
Gizsel zamanların odandadır hep bilirim
Ve her akşam
Şehirlerarası bir yolculuk başlar evine
Sayamayacağım kadar çok
Otobüs durağı vardır yolunda
Ansızın bastırır karanlık korkaklık için
Çünkü korkaklık bir şehirdir ölmeden
Ağlanmayan
Herkes geç kaldığı kadar varır hayata
Ve kavgadan tehirli bir hayat
Iskalanmış bir sevdadan çarpık bir
Hüzünle aşka bulanmaktır oralarda
Her şey yeniden konumlanır
En kanadığın yerden başlarsın
Kendini onarmaya
Ki unutmaktır kendini onarmak
Yeni yaralar açarak içine
Bütün bulvarları bu şehrin
Korkaklığa durur öylece
İrem işi bir bozgun getirebildim ancak sana
Şimdi bir ağlasam
Kahkahası olurum bütün şehrin
Bana sakın bağırma
Do minör bir çığlık yutkunurum
Sahipli bir bakış ekleyerek kimliğime çıkarım
Bu kentten
Bir çarşı kalabalığına dağılır yüzüm
Ben İstanbul ağlarım
Asırlardır içimdeki karanlığa düşüyorum
Perçemine tutunabilir miyim bu sefer?
Hüzünlü çocukluğuna uzattığın
Saçlarını kesmişler bu şehirde
Şimdilerde kısaymış saçların, acıların
Ama düşlerini çalıyorlar çekmecenden
Sen uyanmıyorsun
Gerçeğe uyutup, yalana uyandırıyorlar bizi
İnançların coplandığı bir ülkede yaşıyoruz
Kaypak ve mürteci şehirlerden geçiyoruz
Korkaklık bir anıt buralarda
Her veda bir infilak
Yüzünün tek yarısını alıyor
Kalanını marmarada yüzdürüyorum
Oysa senle hiç vapura binmedik
O son sözü itirafım olan şiirim
Severek kaçışımdır senden
Şaşırma ve acı çekme ne olur
En sustuğun yerde sen oldum, sen kaldım ben
Sana dokunmak
Sana dokunmak yasak benim dinimde
Korkaklık hep büyütecektir bu şehri
Korkma ve sen sana gözlerimden bak
Gör nasıl seveceksin kendini?
xD
çok uzun ßunLar yha kısaLarı yoqmu :D
[[eßru]]- moderatör
- Mesaj Sayısı : 146
Nerden : İstanßuL
Kayıt tarihi : 20/10/08
Şimdi Ne Desem Kar Yağar
Sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen
Ve anlatmadıklarım neleri söylüyor
Boğazımı yırtarcasına susuyorum
Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
Ya sorulmamaktan solan sorularda
Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam
Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak
Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam
Pimi çekilmiş coğrafyalarda
Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım
Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım
Az gittim… uz bittim… hiç geldim!
Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen
Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım
Kendine kaçak yolcular bindiren...
Her yolcu da kendini ihbar eden!
Kalbime girmek teklikeli ve yasaktırlarla
Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
Ve ben senden yırtılma bir yelkenle
Aynı yöne gittikçe aynı yere geldim
Sonumu baştan yazdım;
İçimde hala bana ilk aldığın acım!
Gece, sabahı da siyah kusuyor üstüme
Aklıma yaprakların dökülüyor
Bugün aklımda sen vardın;
Aklımı karıştırmadım!
Artık biliyorum…
Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!
Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
Hala gözlerinde kalp kapaklarım
Seni almadan içimden nasıl giderim?
Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin
Koca koca kışları;
Kısa kısa şubatları biriktirdin...
Susku sınanmamış bir ustura gibidir
Susardın…
İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın
"Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;
Gönlünü çaldıkların !!!"
Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de
Ve adın gibi bilirsin;
Aramayı unutan bulmayı öğrenemez
Bugünler dünlerinden utanıyorsa
Hiç yarın olamayacaklar
Şimdi ne bugünsün ne de yarın
Olsa olsa sadece bir yarım;
Ya da eksilen yanım!
An kaybından ölen zaman
Senden daha katilini bulamadı kendine
Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan
Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından...
Dünyanın bütün dillerinde sustum ve bir şair bıraktım geride
Ekmeğini aşktan çıkaran!
Sustalı bir aşk seninki
Sesinle çıplaklaşıp suskunluğumla giyiniyorum
Korunak sandığım tüm senlerde
İçimde yoktan başka bir şey kalmadı
Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
İki büklüm acılarla …
Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum
Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum
Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?
Bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç?
Dilsizler yalan söyleyemez anladım,
Ya ben konuşamadım ya sen sağırdın!
Her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki
İçimde kimseye yer bırakmadın
Bildiğim; Ağaç misali toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak
Çelişkim; Giden bir tren de kalanların şarkısını haykırmak
Hangi dil kendini kandırabilir ki?
Aşk bir suç değil mi ;
Her defasında kendini ihbar edip yakalatan.
Ve en saf ihanet, kendi ihanetine kanan
Senin gibiler vakitsiz susan aşkı severler
Seni bu kör kuyulardan salan neyin şarkısıysa
Gözlerinin kahvesinden içtiğimde oydu
Şimdi eksilen her yanıma adını verdim
Bu yüzden güzelim ben
Dudağını düğümlediğim fırtınaları kopardım sonunda bir bardak su da
Ben hancı sen soncu
"Sana dayanamadı bıçak kemiğe dayandığı kadar"
Elbette unuturum sonunda
En fazla bir mevsim ağlarım
Alışırım yalancı baharlara ama;
Ama yine de biri beni kandırsın yokluğunda
Sen bu şiiri okurken ben başka bir şiir de olacam
Başkasının kollarında da senin yollarını adımlamak varmış meğer
Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor
Ve sustuklarım neler söylüyor
Gittin değil mi?
Şimdi ne desem kar yağıyor…
Ve anlatmadıklarım neleri söylüyor
Boğazımı yırtarcasına susuyorum
Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
Ya sorulmamaktan solan sorularda
Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam
Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak
Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam
Pimi çekilmiş coğrafyalarda
Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım
Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım
Az gittim… uz bittim… hiç geldim!
Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen
Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım
Kendine kaçak yolcular bindiren...
Her yolcu da kendini ihbar eden!
Kalbime girmek teklikeli ve yasaktırlarla
Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
Ve ben senden yırtılma bir yelkenle
Aynı yöne gittikçe aynı yere geldim
Sonumu baştan yazdım;
İçimde hala bana ilk aldığın acım!
Gece, sabahı da siyah kusuyor üstüme
Aklıma yaprakların dökülüyor
Bugün aklımda sen vardın;
Aklımı karıştırmadım!
Artık biliyorum…
Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!
Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
Hala gözlerinde kalp kapaklarım
Seni almadan içimden nasıl giderim?
Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin
Koca koca kışları;
Kısa kısa şubatları biriktirdin...
Susku sınanmamış bir ustura gibidir
Susardın…
İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın
"Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;
Gönlünü çaldıkların !!!"
Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de
Ve adın gibi bilirsin;
Aramayı unutan bulmayı öğrenemez
Bugünler dünlerinden utanıyorsa
Hiç yarın olamayacaklar
Şimdi ne bugünsün ne de yarın
Olsa olsa sadece bir yarım;
Ya da eksilen yanım!
An kaybından ölen zaman
Senden daha katilini bulamadı kendine
Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan
Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından...
Dünyanın bütün dillerinde sustum ve bir şair bıraktım geride
Ekmeğini aşktan çıkaran!
Sustalı bir aşk seninki
Sesinle çıplaklaşıp suskunluğumla giyiniyorum
Korunak sandığım tüm senlerde
İçimde yoktan başka bir şey kalmadı
Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
İki büklüm acılarla …
Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum
Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum
Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?
Bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç?
Dilsizler yalan söyleyemez anladım,
Ya ben konuşamadım ya sen sağırdın!
Her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki
İçimde kimseye yer bırakmadın
Bildiğim; Ağaç misali toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak
Çelişkim; Giden bir tren de kalanların şarkısını haykırmak
Hangi dil kendini kandırabilir ki?
Aşk bir suç değil mi ;
Her defasında kendini ihbar edip yakalatan.
Ve en saf ihanet, kendi ihanetine kanan
Senin gibiler vakitsiz susan aşkı severler
Seni bu kör kuyulardan salan neyin şarkısıysa
Gözlerinin kahvesinden içtiğimde oydu
Şimdi eksilen her yanıma adını verdim
Bu yüzden güzelim ben
Dudağını düğümlediğim fırtınaları kopardım sonunda bir bardak su da
Ben hancı sen soncu
"Sana dayanamadı bıçak kemiğe dayandığı kadar"
Elbette unuturum sonunda
En fazla bir mevsim ağlarım
Alışırım yalancı baharlara ama;
Ama yine de biri beni kandırsın yokluğunda
Sen bu şiiri okurken ben başka bir şiir de olacam
Başkasının kollarında da senin yollarını adımlamak varmış meğer
Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor
Ve sustuklarım neler söylüyor
Gittin değil mi?
Şimdi ne desem kar yağıyor…
1 sayfadaki 4 sayfası • 1, 2, 3, 4
HaSTMLLiLeR FoRuM :: EĞLENCE :: ŞİİRLER
1 sayfadaki 4 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Perş. Ocak 14, 2010 8:51 pm tarafından ALİ
» Fıkra dinleyelim ßiras
Perş. Ağus. 13, 2009 3:59 pm tarafından cansuu
» OKULDA BİTTİ :(
Perş. Ağus. 13, 2009 3:49 pm tarafından cansuu
» GürHaN'ıN ŞiiR KöşEsİ
C.tesi Haz. 13, 2009 2:00 pm tarafından cansuu
» BAKMA ÖYLE ISLAK ISLAK
Salı Mayıs 12, 2009 8:19 pm tarafından €D@
» MÜZİK PAYLAŞIMI
Paz Mayıs 10, 2009 2:42 pm tarafından m3rv3
» MUHABBET EDELİM
Paz Mart 08, 2009 7:19 pm tarafından €D@
» İsmaile yazılmış ßir Kılıbık Şiiri
C.tesi Şub. 21, 2009 6:48 pm tarafından [[eßru]]
» Yarı Yıl Tatiliniz Nasıl GeçiyoRRRR!!!!
C.tesi Şub. 21, 2009 6:45 pm tarafından [[eßru]]